Günümüzde Batı ülkelerinin izlediği ve uyguladığı politikalar sonucu ortaya çıkan ‘Yeni Dünya Düzeni’ etnik kökenli çatışmaları daha belirgin kıldığı gibi etnik sorunların, kimliklerin varlığını güçlendirmiş ve insanların kendi etnik kökenlerine olan ilgisini artırmıştır. Özellikle Avrupa Birliği sürecinde olan ülkelerde mahalli kimliklerin nasıl güçlendirilip desteklendiğine şahit olunmaktadır.
Bununla birlikte Avrupa Birliğinde faal olan İngiltere İngiliz Devletler Birliği olan ‘Commonwealth’i canlı tutmaya çalışmakta ve devlet eliyle İngilizce Konuşan Halklar Tarihi diye kitaplar yazdırmaktadır. Öte yandan Fransa Dış Topraklar Bakanlığı kurarak elinde kalmış birkaç sömürge adası’na milliyetçilik satmaktadır. İspanya ise bugün Bask milliyetçileri, Katalonlar ile uğraşırken Latin Amerika’ya olan ticaretlerini İspanyolca konuşan ülkeler sayesinde on misli artırmışlardır.
Gelişmekte olan ülkeler içinde bir imparatorluktan Cumhuriyet’e geçmiş tek ülke konumundaki Türkiye gibi sınırlarının değişmesini istemeyen ve uluslar arası literatürde ‘Doymuş On Ülke’ arasına giren bir devletin kendi soydaşlarıyla ilgilenmesi soydaşlarının bulunduğu ülkeler için de kültürel ve ekonomik alanın doğmasına yol açmaktadır. Balkanlara gelince ise yakın bir tarihte Avrupa Birliği içerisinde yer alacak ülkelerden oluşan bu alan Türkiye Cumhuriyeti’nin nasıl yapıcı, açık, dost ve dünya barışını destekleyen bir devlet olduğunu görmüştür. Özellikle sınır komşumuz olan Bulgaristan’da yaşayan Türkler iki ülke arasındaki zenginliği oluşturmaktadır. Bulgaristan genel nüfusunun % 9,43’ünü ( The Economist Intelligent Unit, Bulgaria, Country Profile 2000 ) teşkil eden Türk nüfusu ülke genelinde sahip olması gereken siyasi ve kültürel güce sahip değildir.
İç ve dış sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasî problemlerle karşı karşıya olan Bulgaristan Türklerinin bu problemlerin çözümü konusunda yardımda bulunabilecek ve yönlendirebilecek kuruluşlara ihtiyacı vardır.
Bu hususta zaman kaybı da problemleri katlanarak çözülemez bir hâl almasına ve buradaki Türk kesiminin başkaları tarafından yönlendirilmesine ve hatta yönetilmesine yol açmaktadır.
Bu düşüncelerle faaliyet gösteren bir kuruluşun hâlen mevcut olmayışı, benzer amaçlı kuruluşlar olarak kabul ettiğimiz bazı dernek ve vakıfların çalışma sahalarının, yukarıda ifade etmeye çalıştığımız eksiklikleri telafi edici nitelikte faaliyetler olmakla beraber gerek koordinasyon eksikliği, gerekse makro seviyede dünya üzerinde meydana gelen yeni oluşumları değerlendirme konusunu göz önüne almamaları ve amaçları dışında bırakmaları, Türk Dünyasının geneline hakim olamamaları sebebiyle Türk Kültür Merkezinin kurulması gereği ortaya çıkmıştır.
Türk Kültür Merkezi, Türk dilini, Türk tarihini, Türklük düşüncesini, hayat tarzını, kültürünü, Türk toplumlarının siyasî, sosyal, iktisadî, kültürel hayatını ve güncel gelişmelerini, insanlığa ve dünya medeniyetine hizmetlerini, diğer milletler ve topluluklarla ilişkilerini bilimsel yöntemlerle öğretilmesine ve anlatılmasına çalışır. Bu konularda ön eğitim-öğretim yapar ve çeşitli çalışmalarda bulunur.
KÜLTÜREL HAYATA YAKLAŞIMI - Bir milletin kültürünün temelde dil birliği çerçevesinde yoğrulması ‘vatan’ kavramına zengin bir boyut kazandırmakta ve sahip olunan vatanın yalnız siyasi egemenlikle değil kültür egemenliği ile de sınırlarının çizildiğini göstermektedir. Dilin birleştirici ve bütünleştirici özelliğini ön planda tutarak savunduğumuz - Türkler için Türkçenin çekilmediği yer vatandır - düşüncesi ışığında Türk Kültür Merkezi olarak Türk Dili kursları öngörülmektedir.
Türkçe eğitim ne yazık ki Balkanlar’daki Türk kesiminin ortak sorunu olarak görünmektedir. Türk soylu insanların eğitimi kendi anadili ile içinde yaşadığı ülkenin eğitim politikası arasında sıkışıp kalmıştır. Ve Türkçenin henüz çekilmediği bu ülkelerdeki Türk Dili’nin durumuna ve öğretimine gereğince eğilmediğimiz ihmal ettiğimiz gerçeği de açıkça ortadadır. İşte bu nedenlerden dolayı öngördüğümüz Türk Dili kurslarıyla birlikte Türkçenin bu bölgedeki etkinliğini arttırmayı ve Bulgaristan içinde popüler bir dil konumuna gelmesini amaçlamaktayız. Türkiye’deki Türk Dili öğretim modeli örnek alınarak verilecek dil kursları ve diksiyon dersleriyle burada bulunan soydaşlarımızın Türkiye Türkçesini daha iyi anlayıp konuşmaları sağlanacaktır. Özellikle orada bulunan Pomak ve Gagauz Türklerinin tekrar kendine dönmelerinde Türklüğü ile gurur duymalarında büyük röl oynayacaktır. Böylece Bulgaristan topraklarında Türk Dili, Türkçe eğitim ve tabi ki bununla bağlantılı olarak da Türkçe basın ve yayın hayatı sürekli canlı ve gündemde olacaktır.
Bu bölgede Türkiye Türkçesinin gelişmesi soydaşlarımızın dünyadaki ve Türkiye’deki güncel ve siyasi gelişmeleri doğru olarak birinci el kaynağından öğrenmelerini ve kendi politikalarını Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin politikaları çerçevesinde ve Türklük şuuruyla geliştirmelerini sağlayacaktır. Ayrıca Türkçenin Bulgaristan’da canlı tutulması iki ülke arasındaki kültürel ve ekonomik alışverişin gelişmesinde temel çıkış noktasını oluşturacaktır. Milli kütüphaneler, bir milletin sahip olduğu kültürün aynası ve o milletle ilgili bilgi kaynağının en önemli adresi olduğu doğrultusunda, Türk Kültür Merkezi olarak Türk kökenli bilimsel ve kültürel eserleri gelecek kuşaklara aktarmak üzere toplayıp koruyan bir kütüphane oluşturmayı hedeflemektedir. Buradaki soydaşlarımızın ve Bulgaristan vatandaşlarının Türk kültürü araştırmalarını mümkün kılmak, bu maksada elverişli bütün eserleri ve belgeleri bir araya toplayarak esaslı bir merkez oluşturmak ve aynı zamanda gelen bilgi isteklerini karşılayarak her türlü bilim ve sanat araştırmalarını kolaylaştırmayı hedeflemekteyiz. Kütüphaneye giriş, yerleşme ve materyallere ulaşımını sağlayıp, sözlü ve yazılı enformasyon hizmeti vermekle kütüphanenin, öğrenci, akademik personel, kamu ve özel sektör çalışanı gibi toplumun değişik kesimlerinden oluşacak kullanıcısı olması hedeflenmektedir. Merkez bünyesindeki kütüphanenin vereceği hizmetlerin çağdaş ve uluslararası standartlara uygun olarak gerçekleştirilebilmesi ve geliştirilebilmesi amacıyla araştırma - geliştirme çalışmalarının Türkiye ile koordineli olarak yürütülmesi sağlanacaktır. Atatürk ve Devrimleri ile ilgili kitap ve belgeleri sağlayarak soydaşlarımızın hakkındaki bilgileri birinci el kaynaklardan doğru ve eksiksiz olarak öğrenmeleri sağlanılacak ve Türk büyükleri ile ilgili zengin bir biyografik eser koleksiyonu da oluşturulacaktır. Sosyal bir süreçte öğrendiğimiz uygulamalar, maddi ve manevi öğeler kültürel varlığımızın yapısını belirleyen unsurlardır. Kültür ise bir milletin tüm varlığını temsil ederken, o toplumda meydana getirilen milli karakterli ürünler ve o kültürün ruhunu yansıtan çizgileri içinde barındıran sanat ürünleri sayesinde kendi varlığını yaşatabilmektedir. Bir milletin kültürü somut biçimini kendine has sanat eserlerinde bulur. Bu bakımdan sanat eserleri, ulusların düşün, hayatının görülür anıtları olduğu gibi bir coğrafyada yaşayan toplum varlığının da inkar edilemez delilleridir. Yapılan araştırmalar birbirinden uzak ülkelerde, bin yıldan uzun bir süreçte meydana getirilmiş olan Türk sanat eserleri arasındaki çeşitli bağlantıları ve kültürel uyumu, birliği göstermektedir. Türk sanatının bütün eserlerinde sürekli ilk bakışta göze çarpan orijinal bir üslup kendini belli etmekte ve bunlar kolayca başka kültürlere ait sanat eserlerinden ayırt edilebilmektedir. Bulgaristan’da yaşayan Türk soyluların bu ülkede Türk kültür ve sanatına bağlı esaslarla meydana getirdikleri eserler onların Bulgar toplumu içindeki farklılığını gözterecektir. Bu farklılığı koruyabilmek amacıyla ve bir fikrin en verimli anlatılma yolu olduğu bilinciyle Türk sanatını unutturmamak ve yeni ürünler kazandırmak için Türk Kültür Merkezleri bünyesinde ayrı bir birim kurulacaktır.
İlk aşamada: Bulgaristan coğrafyasında ve tabi ki ilerideki dönemlerde bir Türk’ün dahi yaşadığı her coğrafyada kurmayı ve yaşatmayı hedeflediğimiz TÜRK KÜLTÜR MERKEZLERİ’NİN faaliyet sahasını ve amaçlarını özetle sekiz bölümde toplayabiliriz:
1)Mustaf Kemal ATATÜRK’Bu bölgede yaşayan Türk soyluların - özellikle de genç nüfusun-o coğrafyanın misafiri olmayıp o toprakların gerçek sahipleri oldukları bilincini kazandırmak.
2)Bu bölgedeki soydaşlarımızın kalkınma hedefleri ve ihtiyaçlarını da göz önüne alarak, ekonomik, ticari, teknik, sosyal, kültürel ve eğitim işbirliği ve yardım konularını belirlemek ve bu amaçla gerekli programları hazırlamak ve uygulamak.
3)Bu bölgede Türk kesimini ilgilendiren konularda, bölgesel konferans, kongre, seminer ve çalışma toplantıları da düzenlemekle, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile ortak bölgesel görüşlerin oluşmasına ve bölgesel işbirliğinin gelişmesine çaba göstermektedir.
4)Bu bölgedeki Türkler ile Türk Dili Konuşan Ülkeler arasında kültürel, sanatsal ilişkileri geliştirmek ve bu amaçla çeşitli alanlarda etkinlikler düzenlemek, bu bölgedeki ortak Türk kültürünü, sanatını, tarihini, dilini, kültür ve sanat ürünlerini, tarihi mirasını, geleneksel sporlarını, oyunlarını ve diğer kültürel değerlerini araştırarak, ortaya çıkarmak, korumak ve tanıtmak.
5)Tiyatro, sinema, müzik, halk dansları alanlarında gösterirler, festivaller düzenlemek ve bu konularda diğer kuruluşlara öncülük ederek, katkıda bulunmak, Güzel sanatlar alanında çalışmaları teşvik etmek ve çeşitli sergiler açmak. Süreli, süresiz yayınlar çıkararak bu alandaki boşluğu doldurmak.
6)Türk kültürüne, sanatına, tarihine ve diline hizmet etmiş önemli şahsiyetleri Türk toplumuna tanıtmak, anma günleri, kutlama törenleri ve şölenleri düzenlemek. Tarihi Eserlerimizin envanterlerini çıkarmak ve bunları ölümsüzleştirmek için çalışmalarda bulunmak.
7)Vakıf, dernek, birlik ve Uluslararası Kuruluşlarla kültür, sanat, eğitim, alanlarında ilişkiler kurmak, ortak çalışmalar düzenlemek ve ortak bir stratejiye göre çalışmalarını sağlamak.
8)Yetkili makamlar tarafından talep geldiği durumlarda bulunan coğrafyadan Türk Devletine doğru ve düzenli bilgi akışını sağlamak.
Bulgaristan bilindiği üzere, Türkiye için sadece coğrafi ve siyasi açıdan değil, aynı zamanda tarihi, kültürel ve insanı mirasımız açısından da büyük önem taşımaktadır
|