Sevgili hemşerilerim,
1950 yılında sizler gibi ben de Bulgaristan’dan anavatanımız olan güzel Türkiye’mize geldim. 27 yıllık devlet memuriyeti hayatım oldu.
1953 yılından beri bir çok dernekte görev yaptım. 27 yıllık gazetecilik hayatım var. Şu anda 70 yaşındayım Türkiye’de ortalama yaş olan bu yaşa kadar bir çok devlet büyüklerini ve dernek başkanlarını tanıdım, sayılarını saymaya kalksam bu sütunda mümkün değil, sizlere sadece şunu söyleyebilirim. Ragıp Sipahi ve Akif Aklanlı çok önemli dernekçilerdi. 1950 - 1951 yıllarında Türkiye’de Balkan Türkleri ile ilgilenen sadece iki önemli dernek mevcuttu. Bunlardan biri Batı Trakya Türkleri Derneği kuruluş tarihi 1946 diğeri de Göçmenlere yardım Derneği kuruluş - 1947 dir.
İşte bu iki dernek birbirleri ile hiç sürtüşmeden kardeşçe omuz omuza vererek 1960 yıllarına kadar Balkanlar ve Balkanlardan gelen soydaşlarımızın haklarını korudular. Bir çok eserler bıraktılar, yüzlerce imanlı genç yetiştirdiler. Bende o gençlerden biriyim, göçmenlere yardım derneğinin çeşitli kademelerinde tam 50 yıl görev yaptım.
1960 yılında derneklerin faaliyetlerinin kesildiği bir dönemde bu iki derneğin faaliyetleri de tabi ki kesildi. Bilahare sivil yönetimin iş başına gelmesi ile faaliyetler devam etti, ta ki 1982-1983 yılına kadar. 1982 yılında Bulgaristan Hükümeti Bulgaristan’da Türklere yapmayı düşündüğü asimilasyon işaretinin belirtilerin başlandığı bir döneme kadar birlik ve beraberlik sürmüştür.
1978 yıllarında Bulgaristan’dan gelen bazı kardeşlerimiz bütün önerilere rağmen göçmenlere yardım derneğinin bünyesinde yer almayıp, Balkan Türkleri Derneğini 1982-83 yıllarında kurmuşlardır. Bu kardeşlerimizin göçmenlere yardım derneğinin bünyesinde yer almamalarında bazı sebeplerde vardı. Sadece onları suçlama gibi bir davranış yanlış olur. Göçmenlere yardım derneğinin idarecilerinin yani benim arkadaşlarımın da hataları bulunmaktadır. Balkan Türkleri ile ilgilenecek bundan böyle 3 dernek oldu. Balkan Türklerinin kuruluşu esasen Bulgaristan’daki soydaşlarımıza karşı asimilasyon uygulanacağı endişesinden kaynaklanmıştı. Nitekim de kuşkular haklı çıktı.
1984 yılında Jivkov tarafından soydaşlarımıza yapılanları ve toplu olarak Türkiye’ye göçün oluşumunu hepimiz biliyoruz.
Bulgaristan Hükümetinin bu tutumu biz dernekçileri 1946 - 47 yıllarındaki ruh birleşimine getirdi Göçmenlere yardım derneği, Batı Trakya derneği ve Balkan Türkleri derneklerinden oluşan güç birliği ve dernekler arası oluşturulan komite ile Bulgaristan olaylarını dünya kamu oyuna yansıttık ve başarılı kazandık. Ne yazık ki bu başarı dernek yönetimindeki arkadaşlarımızın başını döndürmüştür. Biz yaptık yerine ben yaptım düşünceleri hakim olmuş gururlarına yenik düşmüşlerdir. İlk parçalanmalar Balkan Türklerinden başladı. Sn. Niyazi Akkılıç dernekten ayrılarak Balkanoloji derneğini kurdu. Bunu diğer arkadaşlarımız takip ettiler. Balkan Türkleri ile Göçmenlere Yardım derneğinden kopan arkadaşlarımız hepsi ayrı ayrı dernek kurdular. Hepside ayrılanlar kendi Genel Başkanlıklarında devam ediyorlar.
Bunlardan bir de Bulgaristan Türkleri Kültür ve Hizmet Derneği ve kurucu üyesi olan Rafet MURAT arkadaşımız ve Batı Trakya Türkleri camiasından biraz uzaklaşan Dr. İsmail ALİOĞLU’DUR. Bu arkadaşlarımızla Bulgaristan Türkleri ile Batı Trakya Türklerinin haklarının savunmasında birlikte büyük mücadele verdik. Onun için yeni kurdukları dernekle yakından ilgilendim. Tüzüğünü incelediğimde diğer derneklerin tüzüklerinden çok farklı olduğunu görmüş bulunuyorum.
Bu güne kadar hiçbir derneğin tüzüğünde görmediğim bir madde beni şok etti “madde 3 Bulgaristan’da yaşayan Türklerin ve Müslümanların tarihi, hukuki, siyasi, iktisadi, kültürler ve toplumsal haklarını aramak ve bunun gibi nice maddeler eğitim kültür yardımlaşan bunlardan tüzükten sadece bazı maddeler bu tüzükteki hükümler bu yazıyı yazmama ve Bulgaristan Türkleri Kültür ve Hizmet Derneği SAFLARINDA YER ALMAMI SAĞLAMIŞ BULUNMAKTADIR. Bu güne kadar tanıdığım ve birlikte çalıştığım arkadaşlarım kusura bakmasınlar insanlarımıza ve üyelerimize hep tepeden baktılar. Yönetimdeki arkadaşlarımı hep kırdılar birlikten kuvvet doğar yerine böl ve kazan politikası izlediler ve her gün biraz daha bölünmemize sebep oldular. Artık şunu anlamaları gerekir, birlik olmadan bir şey başarılması mümkün değil deneğimler boşa çıktı. Milletvekili adayı, belediye başkanı adayı, belediye meclis üyeliği, genel meclis adayı oldular başaramadılar daha doğrusu başarılı olamadılar nedeni belli egoistliktir. Şimdi önümüzdeki yepyeni ufuklar var, geçmişin kötü yanları insanları doğruya öğretir. Artık doğruyu görelim ve öğrenelim. Öğrenmek ve birleşmek zorundayız.
Tüzüğü ile kurucuları ile yepyeni bir dernek kurulmuş idealleri, ideallerini gerçekleştirmek üzere bir dernek ve kurucular kurulu bulunmaktadır. Ben daha şimdiden bu güzel kuruluşu baltalayanları görüyorum. Çok sevdiğim ve dernekçilik hayatımda saygı duyduğum birkaç arkadaşımdan biri olan Rafet MURAT hakkında olumsuz bazı dedikodular yaymaya başladılar. Rafet MURAT dürüsttür, doğru bildiği her şeyi hiç çekinmeden karşısında babası dahi olsa söyleyebilendir. Hiçbir derneğimiz Türk Dünyasıyla ilgilenmemiştir ama o her toplantılarına katılıp rapor yazıp gazetemize göndermiştir. Masa başında oturan değil, bizzat halkın içinde, halkın sorunları ile ilgilenen, soydaşın ayağına gidendir. Rafet MURAT’ı insanlarımızın hepsi tanıyor nasılmı problem çözücü olarak, hiçbir zaman dernekleri kendi şahsi menfaati için kullanmayan biri olarak. Şimdi Rafet MURAT ve onun arkadaşlarının bazılarını rahatsız etmektedir. Onlar şunu iyi bilmelidirler ki, bu güne kadar dışlandıkları insanları bir gün gelip bir çatı altında birleştireceklerdir. İşte o gün gelmiştir. Yine bir ufuk doğmuştur.
Bulgaristan Türkleri Kültür ve Hizmet Derneğini kuran arkadaşlar ben dememişler biz demişlerdir. Derneğin başına öyle birini getirmişlerdir ki, bu güne kadar hiçbir derneğin yapamadığını onlar yapmışlardır. Ufuklarda yıldız gibi parlayan bu güne kadar hiçbir dernekte yer almayan Sn. Prof. Dr. Hayati DURMAZ’I kurucu Başkanlığına getirilmiştir. Aralarında koltuk kavgası değil, üyelerine hizmet kavgasını öne çıkarmışlar. Kendilerini tebrik ediyorum.
Bu güne kadar hep birleş, türküleri söyledik, daha doğrusu baştakileri söyledi. Hep bizleri kullandılar. Buna da razı olduk ama ne birleştiler, ne de bir yerlere ne kendileri geldiler ne de bizleri getirdiler. Yeter artık bu Liderlerden bizlere hayır gelmez gelin bu çatının altında birleşelim.
Bulgaristan’da yapılacak yeni Genel seçimlerde etkili olalım yazıma son verir iken sizlere en son dernekler arası yapılan bir toplantıdan aktarmalar yapmaktan kendimi ala koyamıyorum. Bu görüşmede dernek Başkanları ve yönetim kurulu üyeleri bir araya geldik. Bulgaristan Türklerinin sorunları dile getirildi. Bir iki dernek başkanı hariç diğerleri Bulgaristan’dan gelen soydaşlarımızın sorumlarını ve diğer menfaatlere dayalı sorunları dile getirdiler Bulgaristan’da yaşayan Türklerin kültürlerini yaşaması din özgürlüğünün korunmasına bizlerin çocuklarına olan gelecek nesillin yaşaması ve var olması için HÖH nin yaşaması ve kazanması gerektiğini Bulgaristan Türkleri Kültür ve Hizmet Derneğinin temsilcilerinden başka hiçbir dernek başkanı bu konulara işaret etmedi. Bu ulvi fikirleri savunmayan derneklerin bünyesinde yer almanın bir yararı yoktur. Bu ulvi fikirleri savunan Türklüğün yaşaması ve var olması için mücadele veren yeni derneğin çatısı altında birleşelim.
|