hürbalkan internet dergisi
  PRiZREN OSMANLI MİMARİ SANATININ ŞAHESERLER YURDU
 

   

Yugoslavya Federal Cumhuriyeti'nin güneyindeki Metohiya - Dukacin düzlüğünde bulunan Prizren kenti, kuzeybatı tarafinda zengin ovalanyla, güneydoğuda Şar dağına düşen Svilen tepesi yamaçlannda, 412 metre deniz yüksekliğinde yer almaktadır. Prizren, bugünkü 200.000 nüfusuyla Kosova Bölgesi'nin ikinci kentini oluşturmak tadır. Aynı zamanda önemli kültür merkezlenmizden biri de sayılmaktadır.Eski ve yeni kültürlerin kaynaşması ve çok sayıda tarihi kültür anıtlarına sahip olmasından dolayı, çok ilginç bir kenttir ve çok geniş bir tarihe sahiptir. Bugün Priştine yönünden Prizren kentine girerken, çok sayıda cami minareleri, Os manlı mimarisinin tipik örnekleri olan iki katlı, selamlıklı ve bahçeli evleri, kaldınm dö şeli dar sokakları, eski dükkanlan, hamamları, çeşmeleri ve köprüleri göze batmaktadır. Bu özellikleriyle Prizren daha ziyade bir Türk-Anadolu kentini andırmaktadır. Bu bakımdan yüzyıllara uzanan uygar ve zengin tarihimizin ve ecdadımızın bizlere emaneti olan dini, sosyal ve kültür eserlerinin en çoğunu kapsayan, Balkan ve Rumeli kentlerinin başında Prizren'in gelebileceği rahatça söylenebilir. Zaten Prizren'de yaşayanlann günlük hayatlarının da adeta bir parçası olan bu eserler, kentin her köşesine damgasını vurmuş, geçmişten günümüze kadar Prizren'i "Anıtlar, müzeler ve şairler kenti" seviye sine ulaştırmıştır.Her şeyi ile Türklüğü yaşatan ve günümüze dek bölgemizdeki Türkler'in en kabank sayısının burada yaşaması ve bu ahalinin %70mm Türkçe konuşmasına rağmen, kimi etkenler yüzünden yıldan yıla, burada Türk sayısının azalması karşısında bile Türk özel liğini koruyan bir kenttir Prizren. Bunun dışında günümüzde çağdaş mimarisinin yoğun şekilde yayılmasına rağmen, Prizren kenti bugüne kadar, Türk mimarisini, kültürünü tek sözle Türk medeniyetini gururla koruyan bir kenttir. Dolayısıyla bunu en iyi bir bi çimde bugün bu kentte Türk özelliğini taşıyan çok sayıda kültür derneği, okullar, sa natçılar, şairler, yazarlar, onlann kitaplan, yayın-basın gibi enstitüler, ayrıca bazı birey lerin çalışmaları ve etkinlikleri de kanıtlamaktadır.Bugünkü adıyla ilk kez Prizrenden XI. yüzyılın başlangıcında söz edilmektedir. "Bu ad Prizren'in önemli bir ekonomi ve kültür merkezi olduğu çevrede, Bizans Çan olan İİ. Vasilius'un 1019 tarihi beratında "Theranda' adıyla yer almaktadır. Bizans devrinde bu kentin yukarısında "Vişegrad" ile "Dervengrad" gibi kaleler yapılmıştır" Kimi araştırmacılar Prizren kökeninin daha eski olduğunu belirtmektedirler. Bazılan ise Theranda'yı bugünkü Suya Reka bölgesinde aramakta, diğerleri de Prizrenin bulun duğu yerde Roma devrindeki Roma istasyonlannın birinin de yer aldığını bildirmektedir ler. Bu bölgede önceleri Ilir boylarına mensup Dardan'lar yaşamıştır. Roma egemenliği nin maddi kalıntılarına bugün bu yörenin, Şiroko, Naşets, Kruşa, Rahovça, Reçane ve Muşitişte köylerinde rastlanmaktadır. Roma döneminde dediğimiz gibi burada ilk kentin yani Therandanın kurulduğuna inanılmaktadır.

XIV. yüzyılın başlangıcında Prizren Orta Çağ Sırp Devletinin önemli, kültür, ekonomi ve siyasi merkezi olmuştur' Bu yüzden birçok kişilere göre Prizren'e o zamanda "Balkanların Dubrovnik'i' adı da verilmiştir. Osmanlı İmparatorluğunun gelişme ve ilerleme döneminin ünlü hükümdarı Fatih Sultan Mehmed Han kumandası altında bulunan Osmanlı ordusu, "Prizren'i 21 Haziran 1455 yılında fethetmiştir" Fakat o yıldan önce de Gazi Evrenos Bey komutasındaki akıncıların seferleri sonucunda uzun zaman aralıklarla olsa bile, birkaç defa el değiş tirmiş bulunan Prizren'in Türk karakteri daha o zaman biçimlenmeye başlamıştır. Akıncı kuvvetlerin kenti ele geçirmeleri sırasında, İslam dinini kabul edenlerin yanı sıra, akıncı larla birlikte Prizrene yerleşen Türkler'in de bu biçimlemede önemli rolleri olmuştur. Dolayısıyla, bu biçimlemede Suzi Çelebi'nin yetişme tarihinin bu döneme rastlaması, onun da bu kentin her yönüyle genişleme ve ilerlemesinde önemli katkısının olduğunu var olan belgelerle kanıtlanmıştır. Ayrıca Suzi'nin bu kentte inşa etmiş olduğu cami, mektep, çeşme, köprü gibi vakıf eserleri de bunu kanıtlamaktadır.

Osmanlı kaynaklanda Prizren için birkaç adın geçtiğini bildirirken örneğin: Pürzeyn, Perzerrin, Pürzen, Zerrin gibi tüm bu adların anlamında "zenginlik dolu şehir" an lamının çıktığını da vurgulamak gerekir. Hemen ilk dönemlerde, Prizren iktisadi ve kültür bakımından gelişmeye başlamıştır. XVI. yüzyılın yarısında Prizren'de esnaf, zanaat örgütleri kurulmaya başlamış. İlkin ta bak, demirci, saraç ve terzi, bundan sonra, tüfekçi ve kuyumcu esnaflan kurulmuş. Bundan başka bu dönemde devlet adamları ve önde gelen kişiler çok sayıda mimari ve diğer eserleri inşa ederek, kentin gelişmesini sağlamışlardır. Böylece Prizren kentleşme açısından gelişmeye başlamıştır. 0 dönemlerde zanaatçılık çok gelişmiş bir durumda ol duğu için, Prizren tüccarlarının bütün Rumeli ve Anadolu tüccarlarıyla da işbirliği yap tığı bilinmektedir. Osmanlıların "Şairler Yuvası" olarak bildirdikleri Prizren'de bugün bile adları anılan tanınmış şair ve kişiler yaşamış, burada doğmuş ya da burada ölmüştür. Örneğin: Suzi'den başka, kardeşi Nehari, Sucudi, Aşık Çelebi, Sa'yi, Şem-i, Behari, daha geçlerde Mehmet Tahir, Hacı Ömer Lütfü vb. Türkler'in XV. yüzyılda bu topraklara gel meleriyle, buralarda bilhassa ilk yıllarda Türk kültürünün de etkisi görülmeye ve hissedilmeye başlamıştır.

Daha geçlerde bu etkinin bilhassa Prizren'de egemen olması ne deniyle, Osmanlı uygarlığın ve medeniyetin yayılmasında ve korunmasında Prizren'in de çok önemli rol oynadığı bir gerçektir. Dolayısıyla, bu olgunun bugüne kadar da sürdüğünü açıkça söyleyebiliriz. Böylelikle yıllar boyunca ilerleyen Prizren, ilk önce sancak merkezi olmuş, 1868 yılında yapılan büyük değişmelerden sonra, Prizren vilayet merkezi seviyesine ulaşıyor' ve Rumeli'nin bu bölümünde o dönemde çok önemli rol oynamıştır. 0 zamanda dört sancaktan (Prizren, Niş, Debre, Üsküp) oluşan Prizren Vilayeti, Rumeli'nin en büyükle nnden sayılırmış. XIX. yüzyılın 8011 yıllannda Prizren büyüklüğü, iktisadi, yaşam, aleni inşaatlar, çarşılar, kalkınma koşulları ve bazı diğer özellikler hakkında, hicri 1291/miladi 1874 yılına ait Kosova Vilayeti Salnamesi'ne göre, Prizren'de "3.685 ev, 43.922 nüfus, ki bu nüfustan 35.622 Müslüman ve 8.300 gayri Müslümandır; 25 cami, 100 kitabı olan bir kütüphane, 8 tekke 15 türbe 4 kilise, 563 dükkan, 13 han 2 hamam 125 değirmen ve 150 çeşmenin varolduğu ileri sürülmektedir.

Bundan başka Bistriça nehri üzerinde 9 köprü varmış. Tüm evlerden derecikler geçiyormuş ve her ev avlusunun da bir evlekten daha küçük olmadığı bildirilmektedir "XIX. yüzyılda Prizrende 4 büyük çarşı bulunuyormuş: Arasta Çarşısı, Şadırvan Çarşısı, Tabakhane Çarşısı ve Bajdarhane Çarşısı. Tüm bu büyük çarşılar içinde zanaat türüne göre küçük çarşılar da yer alıyormuş" 30o Pnzren kesin olarak "31 Ekim 1912 yılında Osmanlıların elinden çıkmıştır" Prizren'de Osmanlı döneminde inşa edilen mimari eserleriyle ilgili daha yakından bilgi edinmek amacıyla elimizde mevcut olan belgelerden sadece en önemli bilgileri ak tarmakta yarar görüyoruz. Öyle ki Kamus'ul A'lam bilgilerine göre, "Prizren'in çok güzel bir şehir olduğunu, orada 38.000 kişinin yaşadığını yanı sıra, büyük bir çarşısı, 24 ca mii, 4 medresesi, 1 rüştiyesi mektepleri, 1 kalesi. 1 hükümet konağı, harap olmuş eski bir sarayı, çok akarsuları, çeşmeleri, birkaç köprüsü, 1000 dükkanı ve Tabakhanesi vardır" diye bildirmektedir 1976 yılında Ayverdi'nin bu topraklarda yaptığı araştırmasında, "Prizren'de: 38 cami, 4 mescit, 5 medrese. 5 mektep, 3 türbe, 6 tekke, 2 köprü, 3 çeşme. 1 saat kule 1 kale, 1 askeri hastane, 1 kütüphane 2 zaviyenin var olduğu bildirilmektedir" Ayverdi'nin Prizrende Osmanlı mimari eserleriyle ilgili tespit ettiği bu durumun yanlış olduğunu vurgulamak gerekir. Dolayısıyla, Ayverdi'nin tespit ettiği kimi camileri ve diğer eserleri bizde ister yerinde ister de elimizde mevcut olan belgelerde tespit ettik. Fakat bir bölü münü hiç bulamadık, ya da onun verdiği adlarla tespit edemedik. Belki de bulamadığı mız eserlerin 1689/90 yıllannda Avusturya ve Osmanlı arasında meydana gelen savaş larda yıkıldığı muhtemeldir. Ayverdi'nin verdiği bu bilgilere göre o dönemde Prizren'de sadece 15 camiin mevcut olduğu anlaşılırken, diğer 27 camiin de mevcut olmadığı ortaya çıkmaktadır ki bu tespit de yanlıştır. Çünkü bugün Osmanlılar'dan kalma Prizren'de 19 cami mevcuttur ve 5 vakit namazla ibadete açıktır ki bu durum Ayverdi'nin de 1976 yı lında buralarda bulunduğu dönemde aynıydı.

Bundan başka Ayverdi'nin araştırmasında kimi Prizren camilerinin iki ya da 3 ayrı adla anılması ve kayıt olması örneklerine de rastlanmaktadır ki bu Osmanlı döneminde Prizren'de inşa edilen cami sayısının yanlış ve daha çok gösterilmesine neden olmuştur. Bunu derken Osmanlı kaynaklarında (Evkaf Kuyudi Kadimesi, Tahrir defterlerinde, Tapu senetlerinde) ve kimi sicillerde çoğu carniler gerçek adları yanı sıra mahalle adlarıyla ve halkın vermiş olduğu adlarla da kayıtlı ol duğu görülmektedir. Örneğin. Ayverdinin eserinde Mevlana Cafer Efendi Camii, hem Derviş Çelebi hem de "Hasan Çelebi" adlarıyla kayıtlı olduğu bildirilirken, bu camilerin bugün mevcut olmadıklarını da bildirmektedir. Bugün mevcut olan Müderris Ali Efendi Camii, Ayverdi tarafından gösterilmernişse de, bilmeyerek onu Hoca Ali Camii olarak kayıtlı olduğunu ve bugün mevcut olmadığını bildirmiştir. Bugün Hoça Mahallede mev cut olan Mahmud Paşa Camii'ni de Ayverdi hiç bildirmerniştir. Ayverdi yine bu camiyi bilmeyerek 'Kurd Bey ve "Kurd Paşa Camii" olarak kaydetmiş ve mevcut olmadığını bil dirmiştir. Ayverdinin bu araştırmasında yer alan tüm yanlışlıkları sayma niyetimiz de ğildir, aksine bu konuya aydınlık getirmek amacıyla birkaç örnek verdik. Çünkü bu tür yanlışlıklar sadece camilerde değil, diğer mimari eserlerinde de rastlanmaktadır.

Bugün bu konuyu ciddi incelemeyen kimi "araştırmacılar", Ayverdinin vermiş olduğu bu bilgi leri hiç araştırmadan, alıp kendi bilgileri olarak kamuoyuna çıkıyorlar ve aynı hatayı yapıyorlar. Bu yüzden amacımız bu yanlışlığı düzeltip camiler ve diğer mimari eserlerle ilgili tüm gerçekleri kamuoyuna tanıtınaktır. Bütün çabalara rağmen, Ayverdi'nin bildirmiş olduğu Hacı ısa, Hasan Sivri, Kavuklu Mehmed Paşa. Lemi Bey, Pir Mehmed, Ümmü Gülsüm Hanım camileri için hiçbir bilgi bulamadık. Dolayısıyla bu camilerin ne yerlerini, ne inşa edildiği yıllarını, ne de hangi zamanda yıkıldıklarını tespit edemnedik. Oysa bugün mevcut olmayan bu camilerin yu karıda andığımız savaşlarda yıkıldığını ya da adlannın bugün mevcut olan kimi camilere ait olduklarını da muhtemelen kabul edebiliriz.

Her şeye rağmen, Ayverdinin bizlere bırakmış olduğu bu eserin ölçünmez derecede büyük bir değeri vardır. Hiç olmazsa bize bir kaynak yaratmakta çaba gösteren araştırmacıyı her yönüyle selamlamak ve takdir etmek gerekir. Prizren camileriyle ve diğer Osmanlı mimari eserleriyle ilgili yaptığımız bu araştırmamızda elimizde mevcut olan belgeler dışında, yaşlı Prizrenliler'le de yürüttüğümüz konuşmalar yer almaktadır. Ayrıca yerinde tespit ettiğimiz durum, çektiğimiz fotoğraf, rivayet ve diğer veriler aracılığıyla da bu konuya aydınlık getirmek amacıyla, ilk önce Osmanlılar'ın gelişinden günümüze (tespit ettiğimiz duruma göre) kadar Prizren'de inşa edilen tüm camileri 3 gruba ayırmak gerekir:

I. Osmanlı döneminde inşa edilen ve bugün mevcut olan camiler,

II. Osmanlı döneminde inşa edilen ve bugün mevcut olmayan camiler.

III. Osmanlı döneminden sonra inşa edilen camiler.

I. Osmanlı döneminde inşa edilen ve bugün mevcut olan camiler: Gazi Mehmet Paşa Sinan Paşa Emin Paşa Suzi Çelebi Kukli Mehmet Bey İlyas Kuka Müderris Ali Efendi Maksut Paşa Terzi Memi Mahmut Paşa Hacı Kasım Katip Sinan Mevlana Cafer Efendi Çuhacı Mahmud Seydi Bey Tercüman İskender Hacı Ramadan Ahmet Bey Seyfi Bey

II. Osmanlı döneminde inşa edilen ve bugün mevcut olmayan camiler: Namazgah Kınk Camii Kasım Paşa Mustafa Paşa Bevzade Mehmed Bey Yakub Bev Mahmut Paşa Budak Hoca Troşan Camii Mahmut Paşa Bülbüldere Camii Fethiyve

III. Osmanlı döneminden sonra inşa edilen camiler: Mescit Camii Hz. Ebubekir Camii Hz. Ömer Hz. Osman Bizim tespit ettiğimiz duruma göre Prizren'de Osmanlıların gelişinden günümüze kadar 32 camiin inşa edildiği görülmektedir. Bu sayının gerçek olup olmadığı konu sunda kesin kararlı değiliz.

Ancak bu tespitin doğru olup olmadığı konusunda kitabın devamında her camiyle ilgili vereceğimiz ayrıntılı bilgiler ve veriler, bu durumun gerçeğe en yakın olduğunu kanıtlayacaktır. Eserde bugüne kadar adları bilinmeyen kimi camilerin gerçek adları yanı sıra, o camilerle ilgili hiç bilinmeyen çoğu bilgilerin de ilk defa bu kitapta yer alacağını vurgu- lamak gerekir. Kitapta aynı zamanda camilerin iç ve dış görünüşleriyle ilgili eski ve yeni fotoğraflar, yanı sıra camilerle ilgili rivayet ve banilerinin Prizrende inşa ettikleri diğer vakıf eserlerinin de tanıtımı yapılacaktır.

Prizrende Osmanlı mimarisinin en önemli örneklerini oluşturan camilerin büyük değerlere sahip olmalan yanı sıra, içlerinde yer alan eserlerde sanatın üstün bir derecede neşredildiği de görülmektedir. Bu eserlerde iç mekanı bütün incelikleriyle yansıtan dış görünüş üstün mimari zekanın bir ürünüdür. Bugün ve zamanında kimi Prizren cami lerinde (Sinan Paşa, Emin Paşa, Gazi Mehmed Paşa, Suzi) yer alan hatlar, süslemeler, renkli camlar, taş ve ahşap işleri Türk sanatının bu kentte en muhteşem örnekleridir. Aynı zamanda bu camilerdeki mimarcılık, ressamcılık ve estetik üslubu XVI. ve XVII. yüzyılın Türk klasik üslubunu sergilemektedir.

Bugün Prizrende yukarıda andığımız büyük ve tanınmış camiler dışında, diğer küçük camilerde resim süslemelerine pek rastlanmaz. Çünkü bu camilerin çoğu mescit olmakla, daha sonra minare eklenerek camiye dönüştürülmüştür ve iç süslemelerine pek önem verilmemiştir. Diğer yandan bakımsız ve sık sık yapılan onarımlar, camilerin çoğunda süslemelerin de yok olmasına neden olmuştur. Bugün Sinan Paşa ve Emin Paşa camileri çok zengin bir resim sanatına sahiptirler. Bu camilerde mevcut olan Türk süsleme sanatları, bu iki Osmanlı mimari eserini bir güzellik tablosu haline getirmiştir. Yani mimarcılıkta gelişen üç sanat dalından: minyatür, güzel yazı ve tezhip (yeni süsleme) sanatı bu camilerde mevcuttur. Diğer yandan yazı sa natından, camiler içinde yazılan çeşitli süslemeli yazılar dışında, Prizren camilerinin ki tabelerinde varolan Kufi, Nesih, Sülüs ve Talik şekillerinden en çok Sülüs (Seydi Bey, Hacı Kasım, Emin Paşa) ve Talik (Katip Sinan, Ilyas Kuka) şekilleri kullanılmıştır. Söz kitabelerde iken şunu da belirtmek gerekir ki, Prizren camilerinin çok az sayıda asıl kitabeleri mevcuttur (Emin Paşa, Gazi Mehmed Paşa, Mahmud Paşa).

Bugün camilerde var olan kitabelerin çoğu camilerin onarım yıllarını göstermektedir (Seydi Bey, Hacı Kasım, Çuhacı Mahmud). Prizren camilerinde yer alan kitabelerde genellikle kuruluş ve onarım yılları ebcet hesabıyla gösterilmiştir. Çoğu camilerde hiçbir kitabe mevcut değil dir. Bugüne kadar bu kitabelerin korunmaması yetkili kişilerin dikkatsizlik nedenlerin den olmuştu. Dolayısıyla, büyük camiler dışında, kitabeleri olmayan küçük camiler yeter derecede araştırılmamış ve bilgi açısından yoksun kalmışlardır. Diğer yandan Prizren Islam Birliğinin de zamanında böyle bir girişimde bulunmaması bu camilerde çok verilerin yitirilmesine neden olmuştur.

Camiler konusunda temel bilgi kaynağını Prizren'de Emin Paşa Camii'nde müderrislik yapan Mehmed Tahir Efendinin 1874 yıllarında yazdığı "Menakıb" eseri oluşturmaktadır. Bir gerçek var ki, 1683-89 yıllarında Kosovada Avusturya ve Osmanlılar arasında yürütülen savaşlar, özellikle Prizren'de çok sayıda Osmanlı mimari eserlerinin yok ol masına ve yıkılmasına neden olmuştur. Bu mimari eserlerin yeniden inşa edilmesinde veya onların onarılma doğrultusunda Üçüncü Kuşak olarak bilinen Prizren Mutasarrıflarından en tanınmışı olan Mahmud ve Emin Paşa kardeşlerin en büyük katkılarının geçtiği belgelerce kanıtlanmıştır. Mahmud Paşa yaptırdığı onarımlardan mada, Prizrende üç cami (Hoça Mahalle, Bülbüldere Camii, Kale Cami) ve 3 saat kulesi inşa etmiştir. Bu kardeşlerden önce Prizren'e, yine çok sayıda hayırsever işleri yapan ve Birinci Kuşak ola rak bilinen Kukli Mehmed Bey'in de Prizren'de diğerleri arasında, iki cami inşa ettiğini söylemek gerekir. Oysa onun hicri 944/1538 yıllarında adliyece tasdik edilen "Vakıfna mesi", bugüne kadar Prizren için yazılan en değerli Türk belgelerinden birini oluştur maktadır. Diğer yandan o zamanda Prizren'de yine çok sayıda hayırsever işleri yapan ve Ikinci Kuşak olarak bilinen Maksut Paşa'yı, ayrıca onun kardeşleri Seydi Bey'i ve Kasım Bey'i de anmak gerekir. Bütün bu hayırsever kişilerin başında tabii ki Suzi Çelebi gelmektedir. Onun 1513 yılında tasdik edilen vakıfnamesi bu olguyu en iyi bir şekilde ka nıtlamaktadır.

Son dönemlerde yaptığımız araştırmalarda, yukarıda andığımız camilerin hemen tümü 10-15 yıl içerisinde onarım görmüşlerdir. Genellikle bu onarımların çoğu halkın katkılarıyla gerçekleşmiştir. Oysa hatırlatmak gerekir ki Osmanlı döneminde camilerin bakımında kurulan vakıflar büyük rol oynamıştır. Dolayısıyla, camilerin bakımlarını onlar üstlenmişlerdir. Bizce bugün, İslam Birliğinin bu görevi daha ciddi ve sorumlu bir şekilde yapması gerekir. Çünkü camilerin bakımlarını üstlenen İslami Birliği (önceleri Vakıflar Dairesi) bugün büyük sayıda mallara sahiptir. Yukanda andığımız camilerden bugün 22'sinde beş vakit namaz kılınmaktadır. Bu camilerin 18'inde Arnavutça, 3ünde Boşnakça vaaz yapılırken, sadece birinde Türkçe vaaz yapılmaktadır. Diğer yandan bir gerçek var ki, bugün Pnzren'de varolan tüm Osmanlı mimari eserleri özellikle koruma ve bakım açısından gereken ilgiyi görmemektedirler. Oysa bu mimari eserler, var oldukça yüzyıllara uzanan Türk kimliği de yarınlara taşınacak; sesimiz, dilimiz, kültürümüz, tek sözle tarihimiz de bu topraklarda daha uzun yıllar yaşayacaktır.

Kosova İstatistik Kurumu'ndan aldığımız bilgilerde, Prizren'de 1991 yılında yapılan nüfus sayımlannca 175.413 nüfus yaşamaktaydı. Son bilgilere göre bu sayının 200.000 ulaştığı tahmin edilmektedir. Belgede bu sayıdan bugün Prizren'de sadece 4.461 kişinin Türk olarak kayıt yaptığı görülmektedir. Bu durum önceki yıllara kıyasen kentteki Türkler'in azaldığını göstermektedir: 1961 yılında 8.405 kişi Türk olarak kaydını yapar ken, 1971 yılında 5.794, 1981 yılında 5.701 kişinin Türk olarak kayıt yaptığı görülmek tedir. Oysa bugün Prizren'de bu sayıdan çok daha fazla Türk'ün yaşadığı bilinmektedir. Bunu derken, bugün Prizren'de ahalinin %70 Türkçe konuşması bunu en iyi bir biçimde kanıtlamaktadır.

Bugün Prizren'de sekiz yıllık 5 ilkokulda Türkçe eğitim yapılmaktadır. İlkokullardaki öğrenci sayısının 2.000'i aştığı bilinmektedir. Bundan mada 4 mesleki lise okullarında daha 350 öğrenci Türkçe öğrenim görmektedir. Bu oranın bura Türkler'in nüfus sayısına kıyasen çok büyük olduğunu göstermektedir. Bundan başka, Prizren'de Türk özelliğini taşıyan 11 dernek yoğun bir şekilde etkinhiğini sürdürmektedir. "Doğru Yol" Türk Kültür Sanat Derneği, "Rumeli" Türk Tiyatrocu Sanatçılar Derneği, Prizren Kültür Evi" N. Curcialo" Türk Tiyatrosu, Yugoslavya Türk Öğretmenler Derneği, Yugoslavya Türk Sanatçılar Derneği, "Filizler" Türk Kültür Derneği, "Türk Müziği Konservatuar" Derneği, Yugoslavya Türkologlar Birliği, "Şefkat" Yardımlaşma Derneği, Türk Müzisyenler ve Besteciler Derneği ve 'Esnaf' Türk Zanaatçılar ve Tüccarlar Derneği' .

Prizren'de bugün 50 kadar kitabı yanılanmış Türk yazan, şairi, araştırmacısı, müzisyeni ve bunların toplam olarak 150 kadar Türkçe yayınlanmış kitabı da vardır. Il. Dünya Savaşı'ndan sonra, Prizren'de ilk olarak özel sektörde 1994 yılında "Bay" dergisi ve bu derginin çerçevesinde "Genç Bay" ve 'İnci' dergileri yanı sıra, "Doğru Yol' derneği çerçe- vesinde "Esin" dergisi, TDB Partisi'nin 'Sesimiz" gazetesi de yayınlanmaktadır. Bugün Prizren'de 500 kadar etkin ses, saz, tiyatrocu ve diğer türde sanatçılar bu- lunmaktadır. Toplu olarak tüm bu sanatçılar ve dernekler Pnzren halkına yılda (kendi çerçevelennde) 100 kadar temsil vermektedirler. Bugün Prizren'de merkezi olan ve Türkler'in tek resmi partisi sayılan Türk Demokratik Birliği Partisi bulunmaktadır. Partinin 1500 fazla kayıtlı üyesi olmakla, Kosova'da Türkler'in yaşadığı her kentte de şubeleri vardır. Bu parti çerçevesinde çok yönlü çalış malar dışında, kitap ve gazete yayınlama etkinliği de sürdürülmektedir.
 
Raif Virmica
''Kosova'da Osmanlı Mimari Eserleri I'' Adlı Eserinden Alınmıştır

 
 
  Bugün 75 ziyaretçi (97 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol