1989 – 1992 YILLARI ARASI TÜRK BASININDA BULGARİSTAN’DAKİ TÜRK AZINLIĞINA YAKLAŞIMLAR
İÇİNDEKİLER
1. Giriş
a. İncelenen Dönemle İlgili Bulgaristan’daki Siyasi Ortama İlişkin Genel Bilgiler
b. Bulgaristan’ın Etnik Yapısı
c. Bulgaristan’ın Etnik Yapısı İçerisinde Türk Azınlığın Konumu
2. 1989 — 1990 Yılları Arası Türk Basınında Bulgaristan’daki Türk Azınlığa İlişkin Yaklaşımlar
3. 1990 — 1991 Yılları Arası Türk Basınında Bulgaristan’daki Türk Azınlığa İlişkin Yaklaşımlar
4. 1991 — 1992 Yılları Arası Türk Basınında Bulgaristan’daki Türk Azınlığa İlişkin Yaklaşımlar
5. Sonuç
6. Kaynakça
- Giriş
Bulgaristan’da 35 yıldır Komünist Partisinin ve devletin başında olan Jivkov, 1989 kasımında özgürlük ve demokrasi için yapılan gösteriler karşısında fazla direnmeden istifa etmiştir. Onunu yerine geçen Dışişleri Bakanı Mladenov, ülkede hızla örgütleşen yürekli bir muhalefet karşısında demokrasiye kapıları açmak zorunda kalmıştır. Gerçi seçimlerde çoğunluğu elde etmişti, ama Demokratik Güçler Birliği ve Türk azınlığın kurduğu “ Hak ve Özgürlükler Hareketi ” güçlerini artırıyordu. Ekonomik durum giderek kötüleşiyordu, işsizlik artıyor, milli gelir hızla geriliyordu. Gösterilerin sürüp gitmesi üzerine Mladenov, Temmuz’da çekilince devlet başkanlığına Demokratik Güçler Birliği (DGB) lideri Jelio Jelev getirilmiş ve bir milli birlik koalisyon hükümeti kurulmuştu. Böylece demokrasiye geçiş süreci hızlanacak, Türklerin Jivkov döneminde ellerinden alınan haklar (Türkçe adları, malları vb.) geri verilecekti.
1991 temmuzunda kabul edilen yeni Anayasa ile parlamenter siyasal rejim kurulmuştur. Ekim-Kasımda yapılan yeni seçimlerde Jelev’in DGB partisi birinci duruma gelmişti. Jelev ve onun seçtiği Başkan Dimitrov, yeni ve genç bir ekip kurarak Bulgaristan’da demokrasi sürecini hızlandırmışlardır.
1986 sayımına göre 9.200.000 olan Bulgaristan nüfusunun, 1956’dan beri etnik ve dini azınlıklar belirtilmediğinden Türk ve diğer müslüman toplumların sayıları belirtilmemektedir. 1956 sayımında Birleşmiş Milletler (BM) Teşkilatına gönderilen resmi rakamlara göre Bulgaristan’da 656.025 Türk, 197.865 Çingene ve 5.993 Tatar yaşadığı bildirilmiştir.
Bulgar resmi istatistikleri 1920 yılındaki Türk nüfusunu 690.734 olarak göstermiştir. 1946’da yine resmi istatistikler Türk nüfusun 938.418 olarak vermişlerdir. 26 yılda Türk nüfus artış hızı binde on ikidir. Nüfus artış hızında hiçbir değişme olmadığını varsayarsak 1986 yılında Türk nüfusunun 1.5 milyonun üstünde olması gerekir. 1956 nüfus sayımında Bulgar istatistikleri 8 ve yukarı yaştaki Türk nüfusunun sayısını 502.227 olarak, 8 yaşından küçük çocuk sayısını ise 150.000 olarak vermiştir. Bu oran o yıllarda Türk nüfusun artış oranını binde otuz üç olarak göstermektedir. Bulgar istatistiklerine göre 1946 yılındaki 938.418 olan Türk nüfusunu esas alırsak 1989 yılında 3.790.000 civarında bir Türk nüfusu varlığına ulaşırız.
1984 yılında “ad değiştirme” olaylarında 3.300.000 kimliğin değiştirildiği bilinmektedir. Bunlara küçük çocuklar dahil olmadığına ve değişenler sadece Türklerin nüfus cüzdanları olduğuna göre, Bulgaristan’daki Türk nüfusun ulaştığı seviye görülmektedir.
1985’te baş gösteren olaylar üzerine, Bulgaristan’daki Türk nüfusunu tespit etmeye çalışan aydınlardan oluşan bir grup, 1986 sayımlarındaki dökümleri esas alarak Türk (Pomak ve Çingeneler dahil) yerleşim bölgelerindeki nüfusun dökümünü yapmış, sonra da Türklerin Bulgarlarla karışık yaşadıkları yerlerde ekipler oluşturarak özel bir sayım yapmıştır. Elde ettikleri sonuca göre, Türk, Pomak ve Çingenelerin sayısının 5.152.000 olduğunu ve bunun genel nüfusun %56’sını oluşturduğunu tespit belirtmişlerdir.
- 1989 — 1990 Yılları Arası Türk Basınında
Bulgaristan’daki Türk Azınlığa İlişkin Yaklaşımlar
12 Kasım 1989 _ Hürriyet; (__)
Bulgarlar Türklerin İsmini Geri Veriyor
“ Önceki gün istifa eden Jivkov’un yerine yeni Devlet Başkanı olan Mladenov; halkların gerçek adlarıyla çağrılmalarına izin verilecek dedi.*
Gazete, aynı haberi şu manşetle de duyurmaya devam etmiştir. “Soydaşlarımız Arasında Bayram Havası”. Yine aynı gün Belçika Radyosu’na dayanarak verdiği haberde; “ Bulgaristan’daki Müslüman Türklere uyguladığı baskı ve asimilasyon politikası Todor Jivkov’u uluslararası alanda yalnız bırakmıştır.(...) Türkiye ye göç etmek zorunda bırakılan 300 bin Türk’ün gidişi de Bulgar ekonomisi için büyük bir kayıp olmuştur. “
16 kasım 1989 _ Hürriyet ; (__)
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı İmren Aykut; “ ... Ekim 1989 itibariyle iş istemiyle başvuran 51.824 soydaşımızdan 13.716 ‘sının işe yerleştirildiğini “duyurmaktır.
30 Aralık 1989 _ Hürriyet ; (__)
“ Bulgarlar Sonunda Pes Etti “
“Bulgaristan Komünist Partisi Merkez Komitesi dünkü toplantısında ülkede yaşayan soydaşlarımıza isimlerini, dillerini ve dinlerini seçme özgürlüğü vermeyi kabul etti.
... 84 yılından beri sürdürülen baskı rejimi sürmedi. Bulgaristan Parlamentosunun kararını dışarıda bekleyen binlerce soydaşımız haberi büyük coşkuyla karşıladı.”
- 1990 — 1991 Yılları Arası Türk Basınında
Bulgaristan’daki Türk Azınlığa İlişkin Yaklaşımlar
1 Ocak 1990 _ Milliyet; (__)
“ Kırcaali’de Irkçı Kafa “
Kırcaali’deki Komünist Parti Yetkilileri, Merkez Komitenin soydaşlarımıza tanımış olduğu haklar uymamayı, Bulgaristan’a geri dönenlere eski ev ve işyerlerini vermeyi reddediyor.
3 Ocak 1990 _ Milliyet; (Ali H. Yurtsever, Sofya)
“Kırcaali’de Baskı Büyüyor”
... Sofya’daki Türk aleyhtarı gösterilerde Kilise başı çekiyor. ... Toplu yürüyüşlerde papazlar ön saflarda yer alıyor.
9 Ocak’ta iki ülke Dışişleri Bakanları Kuveyt’te bir araya gelecek.
7 Ocak 1990 _ Milliyet; (Ali H. Yurtsever, Sofya)
“ Fanatik Bulgarlardan Tehdit ”
“ Jivkov’cular Kışkırtıyor “
Kırcaali Komünist Parti 1. Sekreteri Milco Milçev; “ Türk Azınlığın isimlerinin ve temel haklarının iadesi yoluyla aldığı kararı tasvip etmediğini, böyle bir kararın halka sorulmadan alınmasını doğru bulmadığını söyledi “
Bulgar Komünist Partisi Merkez Komitesi yetkililer Türkler lehine verilen karardan dönülmeyeceğini açıkladı.
Bulgaristan’da halk arasında yayılan “ Türkiye Kıbrıs’ta olduğu gibi bize de saldırır mı ? “ sorularına Bulgar Savunma Bakanlığı “ Güneyimiz güvenli “ şeklinde cevap verdi.
10 Ocak 1990 _ Hürriyet; ( Aziz Utkan, Kuveyt)
Türk – Bulgar Dışişleri Bakanları Görüşmesi
Sofya Saldırmazlık Anlaşması İstiyor
Kuveyt’te yapılan görüşme olumlu geçti. Sofya, askeri kuvvete başvurmama, kuvvet tehdidinde bulunmama, egemenlik ve toprak bütünlüğünün sağlanması, ayrılıkçı hareketlerin teşvik edilmemesi konusunda güven arttırıcı önlemler alınmasını istedi.
13 Ocak 1990 _ Milliyet; (__)
Bulgaristan’da Müdahale Korkusu
6 Mayıs 1990 _ Cumhuriyet (Oktay Kurtböke, Sofya)
“ Balkanlarda Kan Olmasın”
Bulgar Gazeteciler Birliği ve Bulgar Gazeteciler Organizasyonu tarafından Sofya’da düzenlenen, Balkan Ülkelerinde Gazetecilerin Çalışma Koşulları konulu uluslararası toplantıda Bulgar Gazeteciler Birliği Başkanı Stefan Prodev “işbirliğinin öncelikli koşulu geçmişte yaşanan, onaylanması olanaksız acı günlerin unutulmasıdır” mesajını verdi. Ayrıca “ Jivkov döneminde Bulgaristan’daki Türk Azınlığa yönelik zorla isim değiştirme, ibadeti yasaklama gibi olayları birer barbarlık örneği “ olarak vurguladı.
- 1991 — 1992 Yılları Arası Türk Basınında
Bulgaristan’daki Türk Azınlığa İlişkin Yaklaşımlar
28 Mayıs 1991 _ Hürriyet; (__, Ankara)
“ Bulgar Bakan Ankara’da Günah Çıkardı “
Başbakan Yrd. Ve Dışişleri Bakanı Victor Valkov Türkiye ile her alanda işbirliği yapmak istediklerini söyledi. Dün Ankara’da başlayan resmi görüşmelerde Türk-Bulgar ilişkilerinin normalleştirilmesi açısından önemli bir adım atılmış oldu.
31 Mayıs 1991 _ Hürriyet; (Sezai Şengün, Ankara)
“ Özal’a Bulgar Methiyesi “
Bulgaristan Çiftçiler Birliği’nin Toprak ve İnsanlar adlı dergisi Cumhurbaşkanı Özal’ı göklere çıkardı. Dergi Özal için, “ Olayları yıldırım hızıyla değerlendiriyor “ yorumunu yaptı. Özal ise konu ile ilgili olarak “ beni iyi analiz etmişler “ dedi.
21 Eylül 1991 _ Cumhuriyet; (__)
“ Bulgaristan Mahkemesi “
Bulgaristan’da Hak ve Özgürlükler [Hareketi] Partisinin seçimlere katılımını engelleyen Bulgaristan Yüksek Seçim Kurulu kararı Bulgaristan Yüksek Mahkemesi tarafından kaldırılması Ankara tarafından “sevindirici bir gelişme “ olarak nitelendirildi.
5. SONUÇ
Türk basını, Bulgaristan’daki Türk Azınlığı soydaş olarak desteklemiş, haklarının savunulması için gayret göstermiştir. Bunu yaparken ırkçı bir tutum sergilememiş, Jivkov döneminde kurulan baskı rejimini bir insanlık suçu olarak görmüştür.
Türk basını, Bulgar kamu oyunu ya da Bulgar Devleti’ni değil tam olarak bu ırkçı tutumu sergileyenleri ( Jivkov ve sempatizanlarını ) kendisine hedef almıştır.
Türk Basını, Bulgaristan’la olan işbirliği ve yakınlaşma imkanlarının destekleme taraftarı olduğunu her fırsatta ifade etmiş ve Bulgaristan’la olası savaş senaryoları yapmaktan kaçınmıştır. Bulgar halkının endişelerini dile getirmiştir.
Türk Basını, Bulgaristan’ın toprak bütünlüğüne saygı duymuştur ve hiçbir şekilde Bulgaristan’da yaşayan Türk Azınlığa ayrılıkçı söylemlerle hitap etmemiştir.
Sonuç olarak Türk Basını, Bulgaristan’la Türkiye arasında bir dönem kopma noktasına gelen kriz zamanında dahi üzerine düşen basın meslek ilkelerine uygun hareket etmiş ve Türk — Bulgar ilişkilerinin tekrar normale dönmesinde Türk kamuoyunun doğru bilinçlenmesini sağlayarak pay sahibi olmuştur.