Bir toplantı nedeniyle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni ziyaret ettik.Bu benim ilk Kıbrıs ziyaretimdi.Üstünde çok şey söylenen Kıbrıs’ı yakından görmek, onun hakkında bizim de birkaç kelam etmemize ilham verdi.
Kıbrıs için çok şeyler yazıldı ama hemen dibimizde olan bu ada için için hala bazı şeylerin tam anlatılamadığını yada hiç anlatılmadığını görmek üzücü. Bizler Türkiye için stratejik öneme sahip KKTC’yi , hep “yavru vatan” olarak tanıdık.Halbuki o 1974 yılında yaptığımız barış harekatından bu yana artık yavru olmaktan çıkmış, büyümüş, serpilmiş, koskocaman olmuş.Zamanla sorunları da birikmiş. Ve şimdi feryad ediyor.

Kim ne derse desin Türkiye’nin asla vazgeçemeyeceği bir yer olan KKTC’ye biraz kulak vermemiz gerek.Zira oradaki sorunlar, belki biraz bizim de içinde olduğumuz yada çözümünün reçetesi olduğumuz maddeleri kapsıyor. Peki ama Kıbrıs’ta ne oluyor?

Uğrunda şehitler verdiğimiz bu adayı iyi tanımak gerek. Ada’nın en büyük sorunu susuzluk.İlginç ama dört bir yanı su olan bu kara parçasında su yok. Ülkenin pek çok yerinde su aranmış ancak maalesef bulunamamış. İklimi zaten sıcak.Dünyada yaşanmakta olan kuraklık burada da çok etkili.İsrail firmalarının deniz suyundan arıtma yaparak elde ettikleri su pahalıya geliyor.Bu durumda suyun Türkiye’den getirilmesi en uygun çözüm.Geçen günlerde adayı ziyaret eden devlet bakanı Egemen Bağış, müjdeyi vermiş.Büyük bir proje ile su Türkiye’den su, borularla Kıbrısa taşınacak.Bu projenin ihalesi önümüzdeki günlerde yapılacak.Son derece basit ve klasik bir çözüm. Neden bu kadar beklenildi anlamıyorum. Kıbrısa getirilen bu su, iyi bir ekonomik getiri sunabilir.Bu su, aynı şekilde susuzluk çeken Rumlara, arka tarafta Suriye ve Lübnana da satılabilir.adaya gelen su ile Kıbrıs’ın tarımsal potansiyeli oluşturulabilir.Zira susuzluk nedeniyle bir çok alan kurak ve atıl durumda. Hayvancılık bile bu şekilde canlandırılabilir.

Kıbrıs ziyaretimizde gördük ki; bölgenin zengin bir tarihi geçmişi var. Gezilebilecek tarihi yerleri oldukça fazla.Kiliseler, camiler, Osmanlı eserleri, Venedik eserleri…..Son dönem Barış harekatı ve Rumların yaptığı barbarlıklar, toplu mezarlar, şehitlikler.Kapalı tutulan Maraş bölgesi…Diğer yandan. Sahili, denizi ve turistik otelleri.Türkiyeden ve özellikle Antalyadan turistler için paket programlar yapılabilir.Fakat maalesef duyduk ki Antalyadaki turizmciler bunu istemiyor ve engel koyuyorlar.Doğrusu üzüldük.

Kıbrısta üniversite’ler iyi bir gelir kaynağı olmuşlar. Dünyanın pek çok ülkesinden öğrenciler var ama tabiî ki en fazla öğrenci Türkiye’den geliyor. Elli bin kadar Türk öğrenci burada okuyor. YÖK’ün ve Milli Eğitim bakanlığı’nın bu açıdan yakından ilgisini çekebilir.Kıbrıs için özel eğitim çalışmaları yapılabilir.

KKTC’de Türkiye’den gelip burada yaşamakta olan 100 bin kadar vatandaşımız var.Çoğu iş için gelmiş.Bu gelenlerden KKTC’liler pek memnun değiller.Kültürel bir takım bozulmalardan bahsediyorlar. Adada suç oranının artığı söyleniyor. KKTC hapishanelerinde yatanlardan çoğu TC vatandaşı. Türkiyenin buna dikkat
etmesi gerekiyor.

Kıbrıs üzerinden siyaset yapanlar bu ülkeye zarar veriyorlar.Kıbrıs, sorunlarına çözüm arıyor.Üzerinden siyaset yapılması ise Kıbrıslının istediği en şey.Ergenekon’un buraya da sıçramış olabileceği son günlerde haberlerde konuşuluyordu. Bu da ayrı bir sorun.Ama esas çözüm isteyen problem, yıllardır çözüm bekleyen statü meselesi ve tanınma olayı.AB buna çözüm getirebilirdi. Ancak şımarık Rumların kaprislerine boyun eğdiler. Bölgede etkili olan Türkiye; Kıbrıs’ın bu sorunlarına çözüm getirebilecek en önemli ülkedir. Umarız Kıbrıs hakketiklerine bir an önce kavuşur.