SEVĞİ KOKAN DUYĞULAR
Balkanlarda var olan kuzey doğu Bulgaristanın Deliorman diyarında bulunan Razgrad ili Kemallar Belediyesinin en büyük köyü bulunan Podayva köyünde8.03.1940 yılındadoğdum.Niyazi İbrahimMahmud AK İsminle Bulgaristanda Deliorman ve Güller vadisinde8.04.1970.tarihine kadar Bulgaristanda PTTmemuru ve bölğe muhabiri olarak
YENİ IŞIK-HALK GENÇLİĞİN GAZETESİ VE YENİ HAYAT DERĞİLERİNDE GÖREV ALDIM..Ayni zamandaSofya merkez radyosunun Türkçe yayınlarında il muhabirliğini yapmakla birlikte Eskizagra radyosunun Bulgarca haber muhabirliğini de yapmıştım.İşte benimBulgaristanda daha1954 yılarında habercilik ve gazeteçilik ,yazar ve şairlik duyğularım kabarmıştı.Ben burasının ödenekli muhabiri olarak ekmegini yimiştim.Suyunu içtim.Deliorman veGüller vadisi kazanlıkta yaşamama ragmen buradaki Türkler tarafından çok çok sevilen bir kişi olarakta tanınıyordum.Bulgaristanda 30 yıl yaşadım ve birçok emek verdim.Eskizagra ilinin Kazanlık ilçesinin RIJENA-Hamursuz köyünden evlendim.Daha sonraçalışmakta olduğum Gabrova ilinin Travna şehir PTT Müdürlüğündekiğörevimi tayinen BULUNDUĞUM YANİ YAŞADIĞIM YERİN StarazagorayaniEskizağra il PTT
Bölğe Müdürlüğüne geziçi memur olarak ğörev aldım.Bu görevide Mart 1970 tarihine kadar TC ne Göç edinçeye kadar görevimi devam ettirdim.Bu dönem içersinde yaptığım çalışmalarımda gerek PTT İdaresinde ve gerekse Gazeteçilik ve muhabirlik hızmetinde bendeki Deliorman ve Güller vadisi ve Rodoplar yöresi,Tuna boyu Türklerinin sevgisi kalbimin bir meşalesi olarak, bende hasıl olan AtaTürkçülük,Milliyetçilik, vevatanseverlik, ÜLKÜÇÜLÜK-TÜRKÇÜLÜK İLKELERİNE HER ZAMAN KALBEN baglı olduğumdan,Yaşadığım ve bulunduğum Türklerin çoğun olduğu bölğelerde,şehir ve köylerde
Bulgarların yani totaliter Jivkof rejminin 17 temmuz1970 tarihli kararlarının Türklüğe ve MÜSLÜMAN İNSANINA zarar verecegini ve Bulgar baskısının artacagını savunarak korunulmasını ve kendilerine daha erkenden tavır alarak sahiplenmeleri için uyarılarda bulundum.Aydınlatıçı konuşmalarımı DELİORMAN,Dobruca,Güllervadisinde,Tunaboylarında,RODOPLARDA,Rila ve Pirin balkanındayani Türklerin bol olduğu bölgelerde devamlı gizli beyanat konuşmalarım oldu.
Bununla birlikte muhaffak olduğum kadarda KENDİ ÖZ Türkçemle Radyo ve Gazetelerde devamlı mizahi şekilde Bulgarları iğneleyerek rejimi alabulak ettiğim gibi GAZETELERE DEVAMLI MİLLİ RUHLU YAZILARIMDA YER ALMAKTA İDİ. Benim toplantılarım ve gizli oda sohbetlerim heryerde her zaman Türklük ve Müslümanlık ile ilğili olupMilliyetçilik ve Vatanseverlik ,AtaTürkçülük,ülküçülük olmakla birlikte Türklüğe olan
Bulgar Duşmanlığını açık şekilde duyurmak ve sergilemekti.Bütün bu çalışmalarıma istinadende Bulgar komunist yönetimi bana karşı aldığı zulümçü tavırlarıda çok baskıçı ve agır olmakta idi.Beni sorguladıklarında her zaman tutuklanarak karakol hüçrelerine atılmakta olup günlrce,haftalarca ve hatta aylarca nezarethanede kaldığım anlar olmuştu.Bana karşı çiddi ikazlarda ve tavır almaları21.11.1969 tarihinde artık bardağı taşırdılar.Benim Göç etmemiengelemek için ve ayni zamanda Bulgaristan Türklerine Darbe vurarak gözlerini KORKUTARAK Benim 4 yaşındaki oğlum Nizami boğazlanarak para karşılığı aptal bir Bulgara öldürtüyorlar.sonra kendisi iki gün samanlıkta saklayor üçünçü gün evinin yanındaki hayvan gübresi yığınının yanına naylon torba içersinde atığınıda komşusu donka veleva adlı kadına anlatıyor.Oğlumun öldürülmesi baba Niyazi beye acı ve sızı vererek ızdırap çektirip öç almak için tüm Bulgaristan Türklerinin TCne göç etmelerine mani olunması için yapıldığıda aşikardı.Çünkü Bulgarlarca rejimin BKP yönetiminçe beni kara listeye alarak fişlemişlerdi..Bana vurdukları bu kara darbe ve acının sızının izdrabınlas evlat acısınla bendeki Türklük ruhunu söndüreçek sandılar,lakin sönmedi aksine Türklük Ateşi daha çok alevlenerek bir meşaleye dönüştü.Benim,milliyetçilik,Türkçülük,vatanseverlik,
Atatürkçülük,görüşlerim tam aksine yeniden kat kat artarak daha çok bilinçleşmiş oldu.
Bulgaristandaki bütün Türklerin ve Müslüman kardeşlerimin acısı ve sızısı beninde içimdeki sızlayan ve kanayan bir yara idi. Bu kanayan yarayı durdurmak için kendi kalemimle dile getirerek duyurmakta yine bana milli bir görev düştü.Deliormanl gazeteci arkadaşım ve öğretmen şimdi emekli olmasınla milliyetçi Mümin Çakır,AYDILARIMIZDAN Necip solak,YAZAR VE ŞAAİR ŞİMDİ MERHUM SAYIN AHMED ŞERİFŞEREFLİ ğibi birçok
Deliorman milliyetçi Türklerle birlikte müçadele verdik ve Sofya ,Starazagora merkez siyasi ceza evlerinde yıllarca kaldık. Bütün bu acılı günleri ternüm edebilmek için tüm
Bulgaristan Türklerine kendi kalemimle sevgi kokan buram buram mili duyğularımı vatan sevdalarımı, Türkseverliğimi v.s. yazdığım duyğusal mısralarımla dile getirerek şöyle şiirleştirdim
ANAMA
Ana sevilir,yar sevilir,Yurta sevilir.
Bayramda toplanır hatıralar bir yumak gibi.
Gözümün önünde türlü türlü düşünçeler,
Unutulmayan hatıralar,
Dalğalanır bir bayrak gibi.
Ana,yar,Yurt,hasreti kavurur içimi
Hazırladığım üç çiçegim var.
Birini koyacagım AtaTürkü doğuran
Ananın mezarına.
İkinçisini vereceğim beni seven
İlk karşılaştığım bir genç kadına.
Son çiçegimide dikeçeğim,
Ankaranın Gençlik bahcelerininden birine.
Ama,yalnız selam gönderecegim sana,
Salacagım saçının tellerini,
Gözyaşlarımla esen rüzgarlara.
Seni,Yarı,,Yurdu, unutmayacagım
Hiçbir zaman.
NİYAZİ AKKILIÇ-İSTANBUL-1970.YILI.
BULGAR ZULMÜ
Bir şeyler oluyor BULGARİSTANDA,
Dayanılmaz işkençeler bir yanda,
Bütün Dünya ŞAHİDİMİZŞU ANDA,
Namusuyla yaşamalı soydaşım.
Demirperde Bulgarıları şımarttı,
Garip soydaşıma baskısı arttı.
Zorla isim değiştirmeye kalktı.
Zulüm ile kıvranıyor soydaşım.
Niyazi akkılıç- İstanbul.