hürbalkan internet dergisi
  BALKANLAR: Bulgaristan Müslümanları haklarını arıyor
 

       
 

 

93 Harbi’nden (1877-1878) beri süregelmekte olan Bulgaristan Müslümanlarına yönelik bu haksızlıklar artık nihayet bulmalı, gasp edilen haklar sahiplerine gerçek manada teslim edilmelidir.

Osmanlı hakimiyetinden ayrıldığı günden bu yana yaşadıkları katliam ve göçlere rağmen, Bulgaristan’da yaşamaya devam eden Türk, Pomak ve Çingenelerin oluşturduğu büyük bir Müslüman topluluk bulunmaktadır. Yaşadıkları bu süreç, Müslümanlar için yaklaşık 130 yıllık hak ve özgürlüklerini arama mücadelesi demektir.

Tarihi verilere göre, Pomakların farklı dönemlerde yedi sekiz defa adları değiştirilmiş, Hıristiyanlaştırılmaları için halka görülmedik işkenceler yapılmıştır. Daha Çarlık döneminde İslam bilincine sahip Çingenelerin Hıristiyanlaştırılması için değişik kurumlara devlet tarafından destek verilmiştir. Bulgaristan’da totaliter-komünist yönetimin egemen olduğu yıllarda Müslümanlara yönelik baskılar zirveye ulaşmıştır. 1945-1989 yılları arasında Müslümanların önce dinlerine, daha sonra sırasıyla dillerine, kültürlerine ve son olarak da adlarına göz dikilmiştir. Tabii, bu zorlu şartlar altında Müslümanlar değişik yollarla mücadele vermişler, ancak çoğu zaman kendilerini ya Belene gibi ölüm kamplarında ya da sınır dışı edilmiş olarak bulmuşlardır.

Bulgaristan’da 1989 yılının sonlarında başlayan ‘demokratikleşme süreci’ boyunca -ki bu süreç hâlâ sona ermiş değil!- Müslümanlar haklarını daha rahat bir şekilde arama imkanı elde etti. Neticede yıllarca mahrum kalınan birçok hak ve özgürlük yeniden kazanıldı; bunların başında ibadet özgürlüğü, düşünce özgürlüğü, azınlık hakları, dil ve kültürü geliştirme hakları gelmektedir. Bu sayede Müslümanlar siyasî temsil hakkını da elde ettiler; bugün Müslümanların desteklediği Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH) 34 milletvekili, başbakan yardımcısı ve üç bakan çıkarmış durumdadır.

Bulgaristan’daki Müslüman halka hak ve özgürlüklerinin iade edilmesi hususunda yaşanan bu olumlu gelişmelere rağmen hâlâ birçok eksiklik bulunmaktadır. 1991 Anayasası ile 1999 yılında imzalanan Ulusal Azınlıkları Koruma Çerçeve Anlaşması anadilde eğitim hakkı, etnik kültürü geliştirme ve devletin bu yönde teşviki yönünde maddeler içermesine ve okullarda anadil (Türkçe) öğretimi 1991 yılında seçmeli olarak başlatılmasına rağmen Türkçe düzenli ve verimli bir şekilde okutulamıyor. Türk okullarının açılması ise hiç gündeme gelmiyor. Buna benzer bir durum da din eğitimi konusunda yaşanıyor. Yaklaşık beş yıldan bu yana, devlet okullarında “İslâm Dini” dersi okutulabilmektedir. Ancak bir taraftan kadro yetersizliğinin bertaraf edilmesi için gerekli imkanların sağlanmaması, diğer taraftan da kanunlarda öngörülmesine karşın maddi yükün devlet tarafından karşılanmayıp Başmüftülüğün üzerine bırakılması bu haktan yararlanmayı oldukça zorlaştırıyor.

Bugün Bulgaristan’ın değişik yerlerinde bulunan birçok tarihî cami, devlet veya belediyeler tarafından işgal edilmiş durumdadır. Bunlar arasında Karlovo, Stara Zagora, Samokov, Küstendil camilerini zikredebiliriz. Bu camiler, her türlü girişime rağmen değişik gerekçelerle ibadete açılmamaktadır.

Bulgaristan’da hapis yatan Müslüman mahkûmların dinî haklarına yeterince riayet edilmemektedir. Özellikle bazı ibadetlerin yerine getirilmesinde ve helal yiyecek temini konusunda Müslümanlara imkan sağlanmamaktadır. Ancak birkaç yıldan beri din görevlileri hapishaneleri ziyaret edebilmektedir. Dinî yükümlülüklerin yerine getirilmesi hususunda ise Bulgaristan ordusunda ciddi sıkıntılar yaşanmaktadır.

Komünizm döneminde binlerce Müslüman haksız yere cezalandırılmış, sürgüne gönderilmiştir. Komünizmin yıkıldığı günden bu yana bu mazlum kişilere tazminat ödenmesi hususunda değişik çalışmalar yapılmıştır. Devlet yetkilileri seçim öncesinde Türklerden özür dilemekle birlikte, resmi olarak bu meşûm dönemi kınama ve mağdurlardan özür dileme beyanatında bulunmamışlardır. Mağdurlar ne maddi ne de manevi olarak yeterince gözetilmemiştir. Komünizm mağdurlarını bir ölçüde tatmin etme hususunda bir kanun, çok kısa bir zaman önce yürürlülüğe girebilmiştir. Bulgaristan’da uzun yıllar çalışıp da Türkiye’ye göçe mecbur edilen on binlerce insanımız sosyal haklarından yararlanamamaktadır. Bu yönde şu ana kadar yapılan görüşmelerde anlaşmalara varılmış olsa da net bir sonuç elde edilememiştir.

93 Harbi’nden (1877-1878) beri süregelmekte olan Bulgaristan Müslümanlarına yönelik bu haksızlıklar artık nihayet bulmalı, gasp edilen haklar sahiplerine gerçek manada teslim edilmelidir.

 

 
  Bugün 56 ziyaretçi (58 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol